Bugün neredeyse her insanın bir zaafı, zayıf bir
yönü veya olmasını istediği bir hali vardır. Örneğin; Zayıf bir insan kilo
almak için türlü türlü yöntemler dener o da yetmez başkalarının söyledikleri
yol ve yöntemleri de dener ama sonuç olarak başarısız olur ve bir süre sonra
kabullenmeye başlar zayıf halini. Başka bir örnek verirsek; Kilolu insanlar
da zayıflamak için türlü yöntemler denerler, bazen saçma ilaçlarla kendilerini ölüm tehlikesiyle karşı karşıya bırakacak derecede olayı abartırlar maalesef.
da zayıflamak için türlü yöntemler denerler, bazen saçma ilaçlarla kendilerini ölüm tehlikesiyle karşı karşıya bırakacak derecede olayı abartırlar maalesef.
Örnekleri daha da sıralamak mümkündür. Boyu kısa
olanlar uzun olmak ister, fakir olan zengin olmak ister, arabası olmayanlar
olmasını ister, Sakalı çıkmayan insan sakallı olmayı, çok çıkan birisi ise
seyrek olmasını ister vs vs..
Kimse kendisini olduğu gibi kabul etmeyip hep
başkalarını kıskanma veya onlara özenme derdindedir. Bunun nedeni de kişinin
kendindeki cevherin, güzelliğin ve zenginliğin farkında olmamasıdır.
Bu konuda güzel bir söz vardır: " Asla başkasına özenmeye kalkışma,
çünkü bi yerlerde de sana özenen, senin gibi olmak isteyen birileri de
vardır."
Gelelim toplumda, sohbet ortamında, arkadaş
çevresinde ani gelişen ‘eziklik psikolojisine.’ Yukarıda saydığımız örnekler genel itibariyle
kişinin kendisinde eksik gördüğü durumlardır. Hal böyle olunca da ortamda
konuşulan konu şahıstaki eksiklikle alâkalı ise o kişi ister istemez bir
burukluk yaşamakta ve konunun bir an önce kapanmasını istemektedir. Sırf bu
yüzden konuyu değiştirmek için atak yapan arkadaşlara da rastladım. Kendi
çevremde gördüğüm kadarıyla tabi.
Fiziksel özellikler ( doğuştan olanlar)
dışında geriye kalan tüm durumların bir çözümü vardır ve hepsini
gerçekleştirmek için hiçbir engelinde olmadığı açık bir gerçektir. Zengin olmak
için daha çok çalışmak, başarılı olmak için daha çok araştırmak, kültürlü olmak
için daha çok okumak, yetenekli olmak için daha çok çaba sarf etmek mutlu olmak
için sevdiklerine değer vermek ve her şeyden önemlisi de haline şükretmen,
çabalaman ve Allah'a tevekkül etmendir.
Güreş meydanlarında çok duyarız ' Üste çıktım
diye sevinme, alta girdim diye üzülme' diye ne güzel söylemişler. İnsanlık
halidir çünkü bugün o çok istediğin, düşlediğin zirvede olabilirsin ama bu senin yarın şu anki durumundan daha da aşağıya düşmeyeceğin
anlamını taşımıyor. Bu yüzden kıymetini bil, şükretmesini bil ve elindekiyle
yetinmeye gayret göster.
© 2013-2014 www.birzamansiz.com